Kar

Hep imkansızlıklar üstüne bu hikaye

İsterseniz dinlemeyin

Meşrutiyet Caddesi şahit lakin

Eskişehir Yolu, emektar

Hayatı gezdirdiğimiz

O sarı arabaların direksiyonundaki

Taksi şoförlerinin sabrı

Şu iki çocuk annesi muhteşem kadın

Hani yirmisinde tanıdığım

Ruhumu koymuş avucuna

Sayfa sayfa okuyor

Ayçöreklerinin kokusu

Sızıyor burun deliklerimden içeri

Dayımın sevdiği pastane

Gençliğinde takıldığı bu meyhane

Örtemeyeceğini bile bile yağmış kar

Beyaz olmasına beyaz

Bir hışım narin

Bir gıdım gaddar

Adı gibi biliyor gayri;

Bugün hükümdar

Yarın kayıp…

*

Hep imkansızlıklar üstüne bu hikaye

Porselen bibloları şahit bu evin

Koridordaki ahşap çerçeveli ayna;

Dedemin

Ziya Bey’in el yazısı

Sararmış zarfları süsleyen

Kırgın uykularında anımsayan

Çekmeceler dolusu dantel

Yaşananı hapsetmiş çerçeveler

O tek bir ana sarılıp

Baş eğmezken zamana

Biliyorlar aslında;

Bugün hükümdar

Yarın kayıp…

*

Hep imkansızlıklar üstüne bu hikaye

Sırlarımızı döktüğümüz mezeleri şahit

Mehmet Abi’nin

Kızarmış kadayıfı yumuşatan bal

O kırmızı saçlı kızın dudakları

Doğruyu konuşan

Kahkahaları, içten

Hep aşkı çağıran duaları

Hafızasında sallanan o hançer hüzün

Gözbebeğinin fısıltısı…

*

Hep imkansızlıklar üstüne bu hikaye

Yazıldıkça silinen

Silindiğiyle kazınan

Hücrelerin isyanı

Haykırışı yanan canımın

O cana işlenmiş nakış

Damgası maceranın

Bir yudumla doyuran

Bir ömür susatan

Bağımlılığı ruhun, vurgunu

Haksızlığını bile bile

Vazgeçmediğim hayat

Avucumdaki ateş

Dirilişi gövdemin

Yüreğin ezberindeki şiir

Soluğumu kesen

İmkansız bir hikaye bu

Aşkla örülen…

*

Ankara, Ocak 2017

1 thought on “Kar

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s