Ben geldim
Buradayım
Ve sensin dedin zamanım
Zamanım sensin
Bundan böyleyi bilmem
Lakin şimdinin hepsi senin Sarı
Adağım ve odağımsın avucumda
Bir martı çığlığında
Korkusuzluğu seçtin bilinçle o gece
Önünü görmediğinden değil
Önündekine karşın
Olasılık değil, gönül işidir dedin yaşam
Yaşamak gönül işidir
İnsanlığının aydınlığı düştü tenime
Yalınlığı hevesinin
Adada
O gece
Ayvayı sabırla dövdü
Emektar tahta kaşık
Sırtı çok güngörmüş
Sırtı engebeli Sarıyla tanışık
Darbeleri dost fısıltısı
Dokunuşu uyanışa davet
Yokuşu kılavuz sayanı
Yıldırmaz ki metanet
Bilir
Ne vakit kabarır ruhtaki yumru
Hangi yaşamışlıkta söner o ödem
Kimi sevdiklerim artık yok dedin
Zaman
Çok zaman geçti aradan
Bazı acılarım nedendi unuttum
Şimdimin hepsi senin Sarı
Dedin soluğumu tutarken avucunda
İnsanlığının aydınlığı düştü tenime
Yalınlığı hevesinin
Korkusuzluğu seçesim vardı
O gece
Adada
Gevşedi dokunuşunda burgusu ruhun
Dikenlerim siperlerine gömüldüler
Yumuşadı yüreğin sırrı
Çözüldü dil
Batırdığınla çıkardın derinimi
Açıldık
Sen yanıbaşımdaki ağaç oldun ansızın
Ben sarmaşık
Göz alabildiğine yeşildik
Sarıdan eser kalmadı
Kasım 2018, Büyükada – Brüksel