Ne anlatacaksan bana, kulağıma fısılda!

image

Uçağın gölgesi
Denize düştü
Üşüdü önce
Sonra
Su oldu
Metalik gövdesi
Uzaktan baktı ona
Ürperdi
Beti benzi soldu

Neme lazımcıydı o beden
Kıskanmazdı
Gıpta etmezdi
Çekip gidebilene
Özgürlük takıntısı yoktu
Dürüstlük desen
İşine geldikçe
Niye yıpransın ki sahi?
Kendi
Öylesine güvende
Yörüngede
Göklerin göbek deliğinde

Sakindi Marmara Denizi
Ara ara dürtülmüşçesine kıpırdandı
Hallerinden memnundu
Balıkçı tekneleri
Havada bildiğin
Geçim derdi
Rüzgar kokusu
Günlük hikayeler
Biraz politika
Biraz dedikodu

Beklemeye yatmış tankerler
Buruk bir kabullenişte
Susuştular
Saati sordular martılara
Hiç umursadı
Gamsız martılar
Kanatlarını savura savura
Havalandılar

Nasılsın
Dedi sesin bana
Yanıtlamadım, gülümsedim
Acıyı da takmamıştım
Dudak kenarıma henüz
Ama sen
Geriliverdin
Asırlardır hatalıymışsın
Gibi sustu sesin

Suçlamamıştım seni
Tek laf etmemiştim kırgın
Siteme ihtiyacın yoktu belli
Sen gözlerimi görünce
Dürtülen deniz misali
Hesaplaşmalarına gömüldün

Sesini istiyordum oysa
Kendi düşüncelerimi değil
“Ne anlatacaksan bana
Kulağıma fısılda”
Dedim

Ne yazık
Daha
Dudakların aralanırken hissettim
Ölçüp biçmiştin
Tartıp seçmiştin
Dile geldiğinde çoktan ayrılmıştık
Sen o metalik bedendin
Ben sırılsıklam

Brüksel, Temmuz 2014

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s