Bazen yoklukla kalırsın
Hiçbir şey hissetmiyorum sanırsın
Tıka basa dolduğundandır
O boşluk
O kara delik
O kasılmışlık hali
Kabızlığı kelimelerinin
Ruhunun
Kapanan kepenkleri
Olan olur
Hayat danışmaz sana
Akıl sormaz
Hazmet derler sonra
Devam et başın dik yoluna
Çaresiz içine akıtırsın
Olan olur
Yüreğine dolar
Miden yanar inceden
Kan damarlarında
Çağlayarak akar sanırsın
Olan olur
Sana sormaz
İzler bırakır
Teninde
İzler bırakır
Yüzünde
Ve ciğerinde
İçini dolduranlar
Çaçaron ve görgüsüz
Hep bir ağızdan konuşurlar
Konuştukça genleşir
Hepten karışırlar
Yaşı ayırt edemezsin
Artık kurudan
Isırganı şifalıdan koparamazsın
Yüreğin iner
Yüreğin kalkar
Kahve telvesi gibi
Çöker karanlık
Dilin anlatmak ister
Kelimelerin grevdedir
Gözlerin bakar alışkanlıktan
Gözlerin biraz şair
Biraz dalgındır
Can çıkmadan çıkmayanın
Kayığına bindiğinle
Bırakırsın kendini akıntıya
Geçtiği kıyılarda gözlerin
Hep aranır
Hep sorar
Ve gücü yettiğinde
İnadına düşler
Bazen yoklukla kalırsın
Hiçbir şey hissetmiyorum sanırsın
Tıka basa dolduğundandır
O boşluk
O kara delik
O kasılmışlık hali
Kabızlığı kelimelerinin
Ruhunun
Kapanan kepenkleri
İne çıka ilerlerken o küçük kayık
Bir Müzeyyen Senar
Çalınır kulağına
Tek bir an canlanır hafızanda
Kahramanı kayıp
Bir hikayeyi anımsarsın
Göçler gelir aklına
Bir de isteyip de gidemeyenler
Kıyığa vurduğunda kayık
Bir hayret bakarsın tabelaya
Şarkılarda barınır sanırdın
Oysa Agora Meyhanesi dedikleri
Meğer sahiciymiş, varmış
Şu tepedeki asma yaprakları şahit
Yeşil cam su şişesi
Gaz lambasının ışığında
Yanıp sönen Rum mezeleri
Tahta masalar
O kırmızı ahşap sandalye
Ve taş fırın şahit
Sahiciymiş, varmış
Asma aydan yana bakar ve susar
Yıldızları bu gece
Hesaba katmayacak
Söz verdi hem dönmez artık
Yaşanılan bu gece
Aramızda kalacak
Balat’ın büyüsü dokunur omzuma
Kulağıma sır dolu
Çok eski bir masal fısıldar
Yaşlı kemancı için bugün
Pek dertli diyorlar
Tellere dökecek içini ama
Söyleyesi yok hiç
Mırıldanacak sadece bu kez
O bildik şarkının sözlerini
Bu dayandığım taş duvar
Yüzyıllar eskitmiş diyorlar
Köşede antika bir ayna var
İçinde yaşanmışlık ve umutlar
Elimizden gelen
Ve karşımıza çıkanlar
Bu dayandığım taş duvar
Asırlara hükmetmiş diyorlar
Keman çalsın o zaman
Ben susayım
Ve en iyisi
Sen anlat artık
Taş duvar…
İstanbul-Brüksel, Ekim 2014