Gün geçer
Hayat gösterir
Önüne serer
Kimi bakar ilerler
Kimi çeker, sindirir…
Gün geçer
Perdesini aralamaz o gamsız
Dalgın eker
Tasasız biçer
Düşünmez ki yorulsun
Gün geçer
Akıl ermez
Kiminin zamanı
Kiminin arzusu
Yetmez!
Katıla katıla güler
Ardına bakmaz
Önünü görmez
Koşar da koşar
Düşmeyi bilmez
Yoluna çıkana sarılır
Yalnızlığına darılır
Kahkahası gür
Kahkahası çınlar
Sessizlik örtülür…
Ertelemeyedir meyli;
İş bitince
Kış geçince
Kendine gelince
Denklemler örtüşünce
Çocuklar büyüyünce
Rüzgar dinince
İyi hissettiğinde
Yaşayacaktır
Bekler…
Mükemmeliyetçidir;
Feryatlar susmadan
Hesaplar kapanmadan
Dört dörtlük olmadan
Atmaz o adımı
Herkesin içine sinsin
Dünya alem keyfetsin
Kol kola coşalım
Der, umar, ister
Bekler…
Sonsuzu elinde tuttuğunu sanır;
Sanki başkaları gider
O hep kalır
Niye bilmem hala
İmkanlar sınırsız
Ve seçim anlamsız sanır
“Sabır” der, altı üstü hep sabır
Dudağında takılı kalmış yorgun bir gülümseme
Bekler…
“Ölünce nereye gideriz?”
Diye sordu küçük kız
“Geldiğimiz yere” dedi annesi
Yalın, dolambaçsız
“Peki” dedi çocuk
“Ama orası neresi?”
“Hatırlamıyoruz” diye özetledi
Annenin dalgın gözleri.
Tecrübeli müşfik kadın
Yakın zamanda
Bir hayat kurtarmış
Tek başına
Soğukkanlılıkla
Bir kaderi tutmuş çıplak ellerinde
Birkaç gün, birkaç gece…
Karar almış, uygulamış
Az değil, bir canı yakaladığıyla kolundan
Çevirmiş yolundan
Ölümden döndürmüş…
Tane tane anlattı o yaşadıklarını
Sakinliğinden ürktüm
Sesi hiç titremedi
Cesur erler gibi
Uygun adım
Sıralandı kelimeleri
Cümleleri tökezlemedi.
İçim ezildi
Midem mayhoş
Uyuştu soğuk parmaklarım
Başımı çevirdim ondan yana
Gözlerini aradım
Cenazelere gelen çiçekler kadar üzgündü bakışları…
“O şarkıyı bilir misiniz Deniz?”
Diye sordu ansızın
Hani der ki:
Zaman değil geçen ömürmüş, anlamadık…
Brüksel, Ocak 2015
Uzun zamandır düzeltme yapmamıştım Mükemmeliyatçı değil Mükemmeliyetçidir benim bildiğim birde Akil ermez değil akıl ermez olacak herhalde, malum akil inde anlamı var.
Haklisin Totoscum… Hemen duzeltiyorum. Ozenine canim feda.