Şehir zor kavuştu
Mavi göğüne
Bırakası yok
Saat ilerledi
Akşam telaşsız
İnesi yok…
Kaç yazar oturdu
Yıllar içinde
Şimdi oturduğum sandalyede
Bulaşıcı mıdır ilham
Keşke gelse, işgal etse!
Kimlerle buracıktan
Aynı bakış açısından baktım
Şu bulvar önümde akan işlek
Şu kilise yüzyılları izlemiş geçerken
Ağaçlar kesilip atılmamış
Binalar yıkılıp çirkin doğmamış
Şehir?
Şehir hiç yorulmamış…
Şehir
Beslemiş insanını
Esin olmuş
Tepki tutmuş
Koynunda karıştırmış
Yüreğinde kaynatmış
Beşik misali avutmuş…
İnsan insana bulaşmış
Gönül akla dolanmış
Fakir anlatmış
Bilge yazmış…
Öfkeyi görmüş şehir
İnsanları esmiş gürlemiş
Fikirler çarpışmış
Gençler kükremiş…
Sevdayı tatmış şehir
Sonra baştan yazmış
Nehir kıyısı
Ara sokak
Park bahçe
Kızarmışlar zevkten
Bir olmuşlar
Ayıpsız
Yeminsiz
Bugünlük
Sonsuz…
Şehir yoldaş olmuş yalnıza
Sahne kurmuş
Cümbür cemaat coşana
Dinleyene anlatmış
Kaçanı saklamış
Sarsmış cahili
Kibirliyi sınamış
Tesadüflerle çağırmış aşkı
Akışa bırakabilen
Yaşamış…
Şehir yirmi senelik dostum
Hem ilk görüşte aşk
Hem keşifle muhabbet
Şehir kendimi emanet ettiğim
Yerime karar vermesine izin verdiğim
Şehir iç sesim, dipdiri isteklerim
Şehir yüreğim, çıplak
Şehir dizelerim, uzaktan sevdiklerim
Şehir
Ruh eşim…
Paris, Mayıs 2015