Sana kır çiçekleri
Getirdim dedi küçük kız
Ve çocukluğunda çiziktirdiklerini
Tazelikler olsun dedi
Misler gibi koksunlar…
Doğa korkuya kök söktürür
Dik dur ki saysınlar
Gelenler duysun
Anımsasın gidenler
Parçalar yudum
Yudumlar damla
Kesikler susuz
Hafızan nehir
Umudun dalgalar
Umudun şiir
Dik dur ki saysınlar…
Tazelikler olsun dedi
Küçük kız
Yükseliverdi kuytudan sesi
Meydan okur gibi…
Islığını kesti delikanlının
Kırbaç gibi inen gülümsemesi
Gözlerinin derin
O kaybolunası derin
Mavisi…
Mırıldanmalık değil, dedi hayat
Gürlemeli
Sözleri çekip alma şarkıdan,
Cesaret et de anımsa;
Ne dediydi sevdiğin
Nerede,
Nasıl dediydi…
Eskidendi ama bilirsin
Zaman geçti
Lakin sen sensin
Hani vardı ya o malum kişi
Arsız, kavurucu, kıymetli
Hani adı geçerdi de cümlede
Cümle gider
Sen kalırdın oracıkta
Mırıldanmalık değildi aşk
Sen de çığ düşüşü,
Gök gürültüsü
Ben diyeyim hortum,
Sel baskını
Hazırlıksız da yakalardı
Kanardın her seferinde
Dişlerin takırdardı, donardın
Severdin çıplak, kırılgan
Gülerdi
Hınzır, çapkın
Çıtırdadı kemik
Bölündün
Bir parçan ötekinden kısa
Lades
Bile bile…
Antalya, Ekim 2015