Küçükken
Bildiğim parkların
Sararmış
Çimleri vardı;
Yer yer kel
Serseri
Çekirdek kabuklarına
Yataklık eden
Bildiğim parkların
Siyasi heykelleri vardı
Ustası kayıp
Sahibini yabancı bilen
*
Aşınmış tahta bankları
Bekçi düdüğünü, kuralları
Bir heves ekilip
Bir gaflet unutulanı
Görmüştü gözlerim
Terk edilmişliğini
Susuz havuzların
Çaresizliğini
Akası varken
Susturulan çeşmelerin
Yalnızlığını…
*
Çerçeveyi üç öğün,
Yasağı daha sık
Koymuşlardı önüme
Herkes gibi ol
Sorgulama
Bildik yoldan git
İş çıkarma
Liderini takip et
Çizgiden sapma…
*
Yıllar önce
İlk geldiğimde
Bu parka
Kendimi gezdirip
Büyütüyordum
Yabancı sokaklarda
Gördükçe ererim deyip
Yürüyordum iştahla
Yıl dört mevsimdi
O zaman
Temmuzlar sıcak
Hayat şiirseldi
Ölüm sıralı…
*
Yıllar önce
İlk geldiğimde
Bu parka
Kuşatmasıyla beni dört yandan
Soluğumu kesmişti görkem
Görgüsü tanıştığım
Özeni
Zevki
Biliyor, doğuştan biliyor
Körkütük tutulduğumun şehri
Bir göz şenliği ki sorma
Ruhun yeni yetme bir kalp misali
Gümbür gümbür atıyor…
*
Yıllar önce
Geldiğimde bu parka
Yabancımdı yaz ayazı
Güneşli havalarda açılır sanırdım
Parkların bahtı
Sıcak basınca yenir dondurma
Kırılgandır çocuklar
Şifayı kaparlar
En ummadık rüzgarda
Haritasız kaybolur insan
Hele de tek başına yola koyulduğunda…
*
Bu kaçıncı gezinti bilmem
Bu dost parkın kucağında
Alıp veremediğim kalmadı artık
Yağışlı yazlarla
Kader birliği yaptık
Sır tutamayan gökle, ayla
Islanmakla yok olmuyor insan
Kurumaktan ölüyor, o ayrı…
Hayat nihayet
Sebep ve sonucun aşkı
Yeşilin albenisi
Suyun sabrı
Yol doğru yolsa
Soluk safi
İster tek yürü
İster kalabalıkla…
*
Yıllar önce
İlk geldiğimde
Bu parka
Yıl dört mevsimdi
Temmuzlar sıcak
Hayat şiirseldi
Ölüm sıralı…
Kendimi gezdirip
Büyütüyorum hala
Tanıdık ve yabancı
Sokaklarda
Mavim cebimdeki
Ekmek kırıntısı
Yolum hiç olmadığı kadar uzun
Her an bir hikayeyi tutmuş elinden
Her isim bir resim
Ölüm bildiğini okuyor
Hayat hala şiirsel…
Paris, Park Monceau, Temmuz 2016