Hayalimde
Evimdesin
Yan yana
Oturuyoruz terasta
Koşmuyorsun
Paralanmıyorsun
Başkasını düşünmüyorsun
Yüzlerce yıl önce
Bugün bakalım diye
Tasarlanmış o çatıya
O kubbelere karşı
Düşünüyoruz
Yirmimizde değiliz artık
O zaman aklımıza gelmeyeni
İstemeden biliyoruz…
*
Ortancalar kudurmuş bu şehrin
Sulak ve karanlık yazında
Arsız ve iştahlı açıyorlar
Kumar mı
Bilinç mi yoksa
Bir sonraki an
Ne hissedeceğimiz?
Soruları yasladık duvara
Başka bir yüzyılın eseri çatıya
İnadına bahar
Devrimine renk
Ortancalara bakıyoruz…
*
Çoktan bir olmuş dört gözümüz var
Soluğun avucumda
Yalansız ve olağan hallerim
Dün rüyamda gördüm inan
Az önce diline dadanan cümleyi
İçimi ürpertiyor yaraların
En hazırlıksız anında
Kabaran yüreğine
Sarılasım var…
*
Yağmur ses etti şimdi
Islattı
Kımıldamadık
Yanyana
Karşı çatıya bakıyoruz
Ve ortancalara
Çok uzun zaman önce
Tek olmuş dört gözle
Ne zaman demiştin bana;
Toprağa dokun diye
Seninki demiştin ya
Okyanus’un sesi
Haklıydın
Dinlemiştim
Gece
Sabah
Yalnızken
Ve güneşte…
*
Dönüp bakıyorum
Yanımdaki sana
Nihayet
Koşmuyorsun
Paralanmıyorsun
Kendinden önce
Başkasını düşünmüyorsun
Yudumladığımız şarabın
Anı dolu
Yıl dolu
Fısıltısı var anın tadında
Çok uzun zaman önce
Tek olmuş bir boğazdan akıyor aşağı
Aynı kalp anımsayan…
*
Sonra
Çok sonra
Konuşuyorsun sen
Anlatmak istediğinde…
Ben on sekiz yaşımdayım
Bir ömür var önümde
Acelemiliğimi karşı çatıya attım
Hırslarım ortancalara gebe
Hiçbir yere gidesim yok
Kıpır kıpır sabitim
Aşık ve eylemsizim
Sonra
Çok sonra
Konuşuyorsun sen
Anlatmak istediğinde…
Ben on sekiz yaşımdayım
Neyseki konuştun diyorum
Neyseki…
Bir ömür var önümde
Brüksel, Haziran 2016