Belki doğuştan buralıydı
Bu toy cıvıltı
Bu gür sesli olgunluk
O bityeniği sorgu, inatçı
Ki her seferinde
Beynini oyup
En derinine dokunup
Kaçtı
Çok yaşamışlık önce hani
Yuttuğun o söz vardı
Alt dudağında takılı kaldı
Dişlerinin kelepçesi
Geçmişin fısıltısında
Şimdi ol
Dedi
Efsane yazmak için değil
İstediğinden…
Paylaşılmışçasına yakındı
Soluk
Bir o kadar da bilinmeyen
Söz dürüst
Orta yerde
Terk etmeyen
An ayrıcalıktı
An olağan
Kendinden geçmeyen
Azımsadığından değil
Tanıdığından güldün;
Kendi halinde bir virgül işte,
Koskoca bir daireye hükmeden…
Brüksel, Ağustos 2016