Sen(siz)

Yarını şart koşmadan gel

Dün

Bırak düşsün

Cebinden

Yaşanmışlıklar boyu

Dikilse de kapanmayan

Delikten

Düşsün derinlerine imkansızlığın…

Misketlerini ov

Parlat

Işıldasınlar

Adamakıllı gayrı

Bayramlıklar misali

Heves heves fısıldaşsınlar

Okşa başlarını müşfik

Ve bırak orada kalsınlar

Kabullen, benimse

Lakin kuşanma hırslarını

Zaferlerini itinayla yak…

Gönül yaralarını

Suskun sırlarını yastığının

Tırnak uçlarında birikmiş kederi

Düğümünü boğazının

Arsızca inatçı bir zamandır

Sızlayan direğini burnunun

Çektim sandığın o kumral acıları

Bırak

Artık yeter…

Bahar hep çapkın

Her yıl genç; göz kırpan,

Yapış şu an soluğuna cesaretin

Bir dilek tut en delisinden

En olamaz sandığını tut ama

Derinine dalmadan denizin, denizinin

Tam da acaba dediğim o anda;

Sen

Gel

Düpedüz

Beklenmedik

Kendine rağmen

Sensizliğimi köreltmek için

Sen

Sensiz

Gel…


Brüksel, Nisan 2017

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s