Aylardan Nisan
İçlerinde en sevdiğim bilirsin
Uçuk pembe kokar sabahlar
Yeşil limon sarhoşluğunda gelir akşamüstleri
Bir kız çocuğu gülümsemesi
Sektirmez, canlanır her seferinde
Burnuma değerken olmadık bir çiçeğin meramı
Güneş gibi asılı kalır tepemde o gülüş
O koku
O fısıltının paylaştıkları…
Masum olduğu kadar cesurdur Nisan
Çatlaklarından sızıp dürter derinindekini
Yara mı desem emin değilim
Bilmece mi diyorsun sen şimdilerde ona
Ne çekip gidendir hani
Ne de gönüllü kalıcı
Sessizce var kılandır seni
İsim de adres de kayıp
Sınıflandırılamayanlarda sisli
Aylardan Nisan
Kışın artçısını kovalayan hani
Gölge savan o ısrarcı esinti
Sanırsın ki sırf sen
Sanırsın ki blr tek sen
Coşkulan
Müjdelen
Diye var
Sansürsüz hayallerinin suç ortağı Nisan
Ne kaybedersin? cin hani
Hep yanıbaşındaki
Seni dosdoğru görmekten yılmayan
Sardığıyla akıtan deli
Aylardan Nisan
Yeşil çok başka vuruyor gözbebeğime bu sefer
Sirenler geçerken leylak kokularından
İhtişamlarına söz yok tomurcukların
Lakin ürkütücü bu eğik başlı sükûnet
Çelişki desem de anlatamam ki tam
Daha çok bir
Uzanıp da tutamamak hikayesi
Kavuşma hasreti en içteninden
Ya da
Düpedüz
Sadece
Bilinmeyen
Aylardan Nisan
Herkes
Her an
Her şey
Nisan dahil
Biraz var
Şimdi var
Bir bakmışsın var
Sabrım yorulmadı desem yalan sevdiğim
Ama an
An hiç bu kadar dolmamıştı öncesinde
Böyle işlememişti içime
An
Hiç bu kadar
Benim olmamıştı…
Brüksel, Nisan 2020