Hazalcım, Yeğenim, Yol Arkadaşım,
Diyorsun ki “grip oldum, hafta sonuna kadar iyileşmeye uğraşıyorum”
Yazmışsın ki “üstüne üstlük bir de yıllık yazılarımı tamamlamam lazım”
Derdin “kendini benim kadar iyi ifade edememek”
Hissetmiyorsan zor, anlıyorum
Bilmediğini tanımlayamaz insan, kaleme, dile dökemez
Yarım kalır, eksik kalır
Sahte tınısıyla boş boş çınlar kulakta
Telgraf misali kesik kesiktir
Kamçılasan da tövbe akmaz
Cümle cümleye bağlanmaz
Kelime kelimeyi kucaklamaz
Maya tutmaz
Bütünlük cıvık bir hamur misali
Yayılır, yapışmaz
Samimiyet fısıldamaz heceler
Ruha dokunmaz sesler
Sıcaklık kaçar, kovalanmaz
Hissediyorsan eğer
İçinde gördüğünü
Bulup çıkarmaktır meziyet
Madeni yeryüzüne taşımak misali
Angarya gibi değil ama
Hevesle, coşkuyla
Bilirsin işte, aşk gibi
Oya gibi işlemek sonra
Özenle, minnetle,
Şükreder gibi
Kabul ediyorum, işleme kısmı biraz yetenek
Ama madenden kaynaklanan zenginlik senin
O oracıkta duruyor ve gerçek
Gözünün içine bakmak
Farkına varmak kâfi
Gerisi açık ve net
Olmayacak iş değil
Herşeyin başı niyet
Armağanın candan olanı
En beceriksiz ambalaja sarılmış olsa da
Anlamlı
Karşımdakine “seni gördüm”
“Gördüğümü de çok sevdim”
Demenin kimseye yok bir zararı
Yürekten çıkıp gelen ses yine kalpte duyulur
En kelime fakiri
Hatta düşük tümce
Gerçekse, içtense
Alıcı kulağı bulur
Mucizeler olur sonra
Büyüklü küçüklü mucizeler olur
Bir kalbi aydınlatmanın zevki
Çok az başka uğraşta bulunur
Bana Sevgililer Günü’nde bir mesaj atmıştın geçen hafta
“Kalbin sadece iki kişilik olmadığı” üzerine
Bir yazıdan alıntıydı
Tanımadığın yaşlı kadına
Komşunun köpeğine
Eski sevgiline
Ve gizli hayranına
Gönlünde bir yer açmakla ilgiliydi
“Bana seni hatırlattı” yazmıştın altına
Beni çok duygulandırdın o an
“Seni duydum, yazdıklarının sırrını sanırım çözdüm”
Diye fısıldadın kulağıma
Harikaydın!
Hepimiz biraz kaybolmuşuz
Hepimiz kalabalıklar içinde her gün yalnız durmuşuz
Sesler, gürültüler içinde sağır olmuşuz
Koşmaktan yorulmuş
Durmayı hepten unutmuşuz
İletişim çağında dilsiziz
Teknolojinin kucağında ilkel bir sessizlikteyiz
Sık sık bakmayı unutma Hazalcım içindekine
İfade etmeyi ihmal etme gördüklerini
“Bir kalbi aydınlatmak” gibisi yok
Dokunmayı unutma sevdiklerine.
Brüksel, Şubat 2014
Bir nasihat ancak bu kadar güzel verilebilir.