Gözlerinki ışığa tutunup
Doğrulmak istiyor artık
Yan yatmış yüreğim
Doğrulup silkinmek istiyor
Artık yabancıladığı yüklerinden
Ağırlığını tuttuğu gibi
Fırlatası var en uzaklara
Göğe çeviriyor yüzünü
Kim bilir
Belki yağmur yağar
Belki nimet
Sesinin cıvıltısına dolanıp
Dönmek istiyor gittiği uzaklardan
Yol yorgunu yüreğim
Derine gömdüğü hayalleri
Kararmış gümüşler misali
Ovası var uzun uzun
Bu çaputlardan kurtulduğunda
O parıltıları kuşanacak
Balkabağı arabayla
O baloya koşacak
Gülümsemendeki saflığa sarılıp
Bırakmak istiyor kendini onun kollarına
Gölgeleri görmediği zamanlara
Gidesi var gerisin geriye
Ama o olmaz, biliyor
Bildiğini okuyan bu dünyada
Sayende
Hep biraz dokunulmamış kalmayı diliyor
Özen dolu sevgine duyduğu minnetle
Kendine gelmek istiyor artık bu yürek
Kaçtıysa bulmak, değiştiyse tanımak özünü yeniden
Benimsemek, bağrına basmak
Yeter bu hasretlik diyor
Çatal çıkan sesi
Neyse o artık
Zaman şimdi
Yüzleşelim
Parçalarımı toplayıp gelirken buraya
Bana sen lazımsın demiştim
Bana yüksek dozda sen lazımsın
Artık sen de anladın
İlacımı bilmişim.
Ankara, Ağustos 2014