Su’dan hayat

sudanhayat

Gece yarısını geçe

Çam kokusu vuruverdi burnuma

Esir aldı kimliğimi

Hatıraların bini bir para

Zakkum zeytine fısıldadı, duydum:

“Geldi, burada işte!”

 

Denizi taşıdı esinti kapıma

Doğa şöyle bir kıpırdandı

Öyle ya, komşu dediğin

Hem el, hem candı

Selamladık birbirimizi…

 

Sabah o dost ışığa uyandım

Güneş sarmış ortalığı

Gökyüzü hatırladığım yerde

Ta tepelerde

Su el ediyor karşıdan

Su yeşil lacivert

Ve fıkır fıkır

Rüzgar köpürtüyor maviyi

O beyaz kusursuz

O beyaz korkusuz!

 

İçim hep biraz hoplar

Denize atladığım an

Ürpertim soğuktan değil

Düpedüz aşktan

Kincidir

Ayrı geçen zamanın yası

Kabarır derinden

Dikilir karşıma isyankar

Efelenir, hesap sorar

 

Su konuştu benimle

Kulak verdim

Özlemişim sesini

Kana kana içtim

Dile geldiğimde

Durmak ne kelime

Önce tane tane

Sonra seller misali

Aktım gittim

Kavuştuk oracıkta

Paylaştıkça arındık

Temizlendik göz göze

Tuzunu bıraktı derimde

Yürüdüm, kokusu üstümde

 

Sonra kabarası tuttu denizin

Feribotta beşik misali sallandık

Bedenim direnmedi

Uykuların en hasına kayarken

Acar bir dalgıcın

Peşi sıra sürüklendi

Aklım dingin, seyretti

Balıklar cümbüşteydi derinde

Renk renk uçuştular

 

Rüzgarlı adaya vardığımızda

Eteklerimiz kabarmış

Şallara sarınmıştık

Şaşkın serçeler misali kaçıştık

Ayaklarımız büzüştü ezik

Biçare sandaletlerimizde

Güngörmüş liman güldü

Her gün her gün

Aynı hikaye…

 

Ertesi sabah açılıp

Kimsesiz bir koya demir attık

Kara kuraktı; bitkisiz, renksiz

Su desen, açık seçik

Saydam evet

Lakin

Diyebilir misin ki gizemsiz?

Anısız, öncesiz?

 

Buluştuğumuzda durdu zaman

Uzaklaştı uzak

Yakın haddini bildi

Çocuk kulaçlarım kuşattı etrafı

Bir heyecan çırpındılar

Şenlik şölen

Batıp çıktılar

Bir kahkaha koptu inanmazsın

Bir şamata, gırgır

Hepimiz tek olduk

Düşmanlar kaçıştılar

 

Son gün erken uyandım

Gidesim yoktu buralardan

Gökyüzü başıma değen ülkeye

İçine sinmedi onun da;

Rüzgara yol verdi Ege

O gün

Fısıldaşarak konuştuk

Deniz mavisini kuşanmamıştı henüz

Ham meyvenin sırrı vardı suda

Beklentisi vardı yenilmeyenin

 

Komşu dokundu omzuma

Dedi

Sen denizdeyken

Denize dönüyor hepten

Gözlerinin yeşili

Sanırsın sudan geldin sen

Özün bu, vatanın

Haritan

Pusulan, şifren

 

Dedim

Doğru

Onsuz an hep biraz eksik

Resim flu

Saat ayarsız

Yürek kurak

Ruh delişmen özlemden…

yunanterlik

 

Mykonos-Brüksel, Eylül 2014

 

Leave a comment