“Sevmiyorum seni!”
Dedi bana
Yüzüme karşı ve
Tekrar tekrar
Bilmiyorum:
Öç mü?
İnat mı?
Savaş mı?
Aradığı
Tek bildiğim
Onu istediğim
Beni ittikçe
Daha beter çekildiğim
Aşığım, acılıyım, deliyim…
Gözleri kaçak
Gözleri öfkeli
Gözleri hep benden uzak
Sesi bazen şamar misali patlıyor kulağımda
Sesi manidar
Sesi gaddar
Sesi yıktıkça çağlıyor
Alttan alıyorum
Suyuna gidiyorum
Sabrediyorum
Yaramıyor
Yaranamıyorum.
Tümden bileniyor
Hırçın tepkisi
Ateşine ateş taşıyorum
Gözleri kırgın
Gözleri ırak
Oysa ben hala o gözbebeklerinde geziyorum
Başkalarına bakışları farklı
Sevecen
Yumuşayan tonu sesinin tanıdık
Yanıp sönen tınısı
Saçlarını düzelten eli şen
Kahkahası içten
Parçası değilim artık o denklemin
Oyulup çıkarıldı siluetim
O ahbap çerçeveden
Bakakalıyorum
İzliyorum sessiz
Suçüstü yakalıyor beni gözleri
Yırtıcı bir kuş kadar atak ve delici
Hesap soruyor
Siniyorum
Her sabah
Ama her sabah, yeminle
Sahici bir umut
Her gece
Yürek kıskacı
Katil zanlısı
Aşığım
Biliyorum
Utancım yok
Kendime söz verdim:
Direniyorum
Sonuna kadar gideceğim
Biliyor
Vazgeçeyim
Çatlayayım
Çökeyim istiyor
Serileyim yere de
Üstüme basıp geçsin istiyor
Kendime sözüm var
Direniyorum
Bir gün anlayacak
Bir gün uyanacak
Bekliyorum
Aşığım arkadaşım
Biliyorum
Utanılacak şey değil
Yürek dediğin ben
Ben dediğin yürek
Kendini unutanlara acırım asıl
Ruh ölür arkadaşım
Yürek susunca
Hayat söner
Aşk kaçınca…
Brüksel, Kasım 2014