Bulutlu havaları
Sevdiğini söyledi…
Güneş,
O çok sevdiği güneş,
Canını acıtıyormuş artık…
Gözlerini aradım
Hüzünlü değildiler
Derinleşmemişti
Yüzünün çizgileri…
Önceden tanımamışsan onu
Bayılırdın hatta
Kendini ciddiye almayan hali
Çekerdi seni
Sesinin coşkusu,
Hayat enerjisi…
Gözlemleriyle sarsılır
Yorumlarında duralardın
Daha ne olsun derdin
Deli misin?
Daha ne olsun derdin
Gideni görmediğin için…
Bulutlu havaları
Sevdiğini söyledi…
Güneş,
O çok sevdiği güneş
Canını acıtıyormuş artık
Yanmaktan bezdim dedi
Delirse, ölse
Korunmayı seçmeyenlerdendi
Ya hep ya hiççi
Aşk basınca şükredip
Temkine hep yol verdi…
Korktum gözümü alanlardan
Dedi
Aydınlık adına gelenler
Deldi deşti
Duyularımı yordular
Hep birlikte yürürüz sandım ben
Oysa onlar erken yoruldular
Onlar toparlandı gitti
Ben kaldım
Alkışlanan ve acınılası
Yaz günü
Güneşin koynunda kaldım
Kızarmış bir meydanda
Çıplak ayak…
Bulutlu havaları
Sevdiğini söyledi…
Güneş,
O çok sevdiği güneş
Canını acıtıyormuş artık
Hüzün yoktu gözlerinde
Aklı hep bildiğimden çevik
Yürümek iyi geliyor dedi
Sokaklar malum
Bazen film
Bazen şiir…
Yeşilin tonları
Tiyatro girişlerinde çalan çanlar
Ve annelerini peşlerinden koşturan çocuklar
İyi geliyor
Bir kitaba sarılmak bir bankta
Bir sokak sergisinde
Hintli bir düşünürle tanışmak
Seni düşünmeden
Seni anımsamak
İyi geliyor
İçinden su geçen şehirlerde
Köprüleri arşınlamak
Tanımadığım biriyle selamlaşmak
İnsanlığımızın anlık dokunuşu
Umudu besleyen
Kırılgan sandığım umut
Yeniden filizlenen
Bulutlu havalarda yeşeren
Yorgun umut
Aşık olunası
Ve saygıdeğer…
Paris, Haziran 2015