Sincap

Birikti mi

Gözümün nuru

Anlatılmak tutkunu

Hikayelerin

Yüreğinin çırpıntıları

Şiirden ürken dizelerin

Sessiz ve sorgulu

Ve diğerleri tabii

Köküne kadar aymış

Yine de

Az çocuk

Az duygulu

*

Dilinin ucuna gelenleri

Yazdın mı bir bir

Ekran

Emoji

Ve klavye kullanmadan

Eski usul

El emeği

El yazınla emektar

Göresim var

Biliyorsun öylece

Duyasım var

*

Büyük harf

A larına kuyruk taktın mı heyecanla

Eteği uçuşan

İnce belli

Ölümüne kırılgan

A larına

İnadına şimşek

Körkütük aşık kadınlar gibi

T lerini yumuşattın mı bir nebze

Görüşmeyeli

Direk yerine dalga

Çubuk bedeline yay

Hüküm pahasına dize

Düşledin mi benim için

Benim hatırıma

*

Özledim derken utanmamayı öğretti mi zaman

Aşkı

Gururdan üstün

Gündeliğe inat

Varlığından öte

Saymayı

Hıçkırık kadar uygunsuz

Ses çıkıyor

Ses veriyor

Biliyorsun

Ölümüne sahici ama

Ne gam

Biliyorum

Biliyorsun

*

Kabullenmeyi çarptı mı hayat yüzüne

Yıkandın mı

Yakalandığın güçsüzlüğünde

Aydın mı ansızın bir sabah

En ummadık anda

Çok erken

Çok aydınlık

O anda

Mavi bir buluta doğru

Uçarken bir salıncak deli

Sınırları parça parça edip

Paçavra fiyatına sattın mı

Özünü hatırlattı mı sana

Anlar içinde

Başkaldıran o tek bir an

*

Şimdi

Bir sincap sorgularda

Fındık kabuğunun kapısını çalan

Ateşini avuçladın mı

Göğün ansızın

Gece vakti

Hem gurur

Hem çocuk

Geldi mi aklına

Birikti mi

Gözümün nuru

Anlatılmak tutkunu

Hikayelerin

Gözünde tüttüm mü

Diledin mi dileğimi bu gece

Beraberiz

Gönül bu gönül

Hayal bizimki

Gerçek istersek

Sen çok ben…

Brüksel, Haziran 2018