Avucumdaki kirpi
Kırmızı balon, söyle
Ne vakit tanışmıştık seninle?
İpin o gün bugün
Ürkek bir kirpi misali elimde
Sırdaşsın bilinçaltıma
İlhamsın hevesli bakışlarıma
İnatla hatırlattığından kalıcısın
Unutturmadığın için yakansın…
Nazlı değilsin, inanmam
Daha çok dikbaşlı çehren
Müjdesin öylece, düpedüz
Yangın alarmısın cazgır
Uyuyup kalmışın zihninde
Şamarsın şüphelerimin yüzüne inen
Elin ağır küçüğüm
Çok ağır,
O narin bedene rağmen…
Bulutları bildiğin için
Korunmuş tahminim özün
Erken anladığından belli
Yol almışsın
Denize değmeden
Yelken açmayı öğretmiş sana gökler…
Haritan yok ya, imreniyorum
Hesaplamıyorsun ya, alkışlıyorum
Ölçmüyor, ürkmüyorsun
Sinmiyor, sönmüyorsun
Patlamak korkusuyla değil
Havalanmak aşkına yaşamın…
Eğrisi doğrusu yok
Dedin ya geçende
Mavi gökte de yolcusun dedin
Siyah gecede de
Bazen senin elinde değil
Dedin ya geçenlerde
İçimde bildiğimi
Boca ettin ya önüme
Anladım, biliyorsun…
Kırmızı balon, söyle
Ne zaman tanışmıştık seninle?
Ne zamandır sırdaşız?
Kaç gece uyanık yattık?
Anlattın, anlattık…
Bozasım yoktu büyüyü
Kırasın yoktu kalbimi
Yaşam serpildi derken önümüzde
Büyüdü, çok büyüdü…
Ağırlaştı, inanmazdık
Bulandı içerisi
Hayallerimize saldırdı hırçın
Kıskıvrak bağlandık
Acayip şeyler oldu
Anlatmadın, susup kaldık…
Kırmızı balon, söyle
Ne zaman tanışmıştık seninle?
Mavi gökte de yolcusun
Dedin ya geçende
Yolcusun siyah gecede de…
Sabrı avutmak eritir seni
Dedin ya geçende
Deldin geçtin küçüğüm
O narin bedene rağmen…
Sana esenlikler diler gönlüm
Sana dost rüzgar
Benim o yırtıcı kirpiyi
Şu an salasım var…
Vakit bu vakit
An bu an
Benim senin hiç uçmadığın gibi
Uçasım var…
Brüksel, Temmuz 2015