Şiir okumayı unutma sen
Yıldızsız gecelerde
İşittiğin sirenler
Cam kırıkları misali
Kanattığında kulaklarını
Katılaşıp külçeleştiğinde
Korkusu sokakların
İnançlarını koy masaya
Yalnız değilsin!
Azimle besle insanlığını
Gölgeleri değmesin
Derin derin içine çek o nefesi
Bir mektup yaz içinden
Varsay ki hala varlar…
Kırgın demiryolları
İsli vagonları taşıyan
Kanadı kırık o tayyare
Uçamadığına yanan
Konuşsunlar bırak
Bırak paylaşsınlar
Ellerinde çiçeklerle gelen okullu çocuklar
Sokak savaşı
Mülteci sorunu
Ve kini çiziyorlar resimlerinde
Küçük dudaklarında zor kelimeler
Bırak erken kavrasınlar
Şiir okumayı unutma sen
Işıksız solgun sabahlarda
Her yer yaş ve griyken hani
Her yer yas ve griyken
Soğuk suda yıka yüzünü
Ayaza inat
Rüzgardan korkulacak yaşı hiç bilmesin yüreğin
Toprağa dokunsun ellerin
Sorsunlar ki anlatsın
Hatırlasın, hatırlatsın
İlham olsun imgene
Ürkütse de yıldırmasın seni
Her gün geçtiğin kaldırımdaki kan
Bugün açılmayan o dükkan
Terminaldeki sahipsiz valizler
Komşunun yüzündeki yanık izi
Konuşsunlar bırak
Bırak haykırsınlar
O yanan biletler
Bağrışacaklar elbet
Neler yaşadılar
Sırf karanlık bastı diye
Burulma sakın, sinme
Alışma, değişme
Azimle besle insanlığını
Yapış sevdiğin ellere
Doğru bildiğine kenetlen
Derin derin içine çek o nefesi
İnançlarını ser masaya
Azınlık değilsin!
Bir adımını koy ötekinin önüne
Ayaktasın bilsinler
Bir mektup yaz içinden
Güzel zamanlarda okuyacaklar…
Brüksel, Mart 2016